Buzzfeed'i biliyorsunuz: inanılmaz ilgi çeken başlıklar yazarak bizim tıklarımızı yakalıyor, ondan sonra bazen uluslararası bazense çok yerel içeriklerle bizi dakikalarca sitesinde esir tutuyor. Bunu bizi eğlendirmek, can sıkıntımızı geçirmek, aklımızı dağıtmamıza yardımcı olmak için yapmıyor: çakal bu Buzzfeed'in ardındakiler, işlerini iyi biliyorlar. Yani?
1. 'Yıllara Meydan Okuyan 20 Hollywood Yıldızı Plajda': Ok, illa ki merak eden çıkar. Ama çok da umrumuzda mı? Türk pop kültürüne gönderme yapmadığınız için çok 'bilimsel' geliyor göze bu konu. Bir daha deneyelim.
Yanisi şu:
1. Derslerini iyi çalışmışlar. Aynı içeriğe sahip olan bir yazıyı 'Doğadaki Tırtıl Çeşitleri' ve 'Dünyanın En Garip 10 Tırtılı' diye farklı şekilde isimlendirdiklerinde, ikincisinin daha çok tık alacağından haberdarlar. Başlık yazmanın o ünlü 100 küsur kuralını yalayıp yutmuşlar.
2. Ok, tıklarımızı kazandılar ama eğer içerik iyi değilse veya sunumu yanlış yapılmışsa hemen sıkılıp çıkcaz siteden. Olmaz, bu onların hiç işine gelmez. 'Bounce Rate' yani 'hemen çıkış oranı'nı düşük tutmak zorundalar ki reklam verecek veya beraber proje yapmak isteyecek firmalar okuyucu kitlesinin dikkatine ve ilgisine güvensin.
3. 'Bounce Rate' de tamam, sonra? Ortalama kaç dakika kalıyoruz o sitede, bu çok önemli. İşte bu yüzden bazen şaşkın gözlerle 100 tane resme bakıyoruz ardı ardına, nereden bahse 2-3 dakika boyunca aynı sayfada kalıyoruz bu sayede. Hatta daha gelişmiş sitelerde fotoğrafları bitirdiniz mi hemen soru çıkar karşınıza: 'Dünyanın en garip 10 tırtılını gördünüz. Peki ya geceleri asla karşılaşmak istemeyeceğiniz 22 zehirli örümceğe bakmak ister misiniz?' 'Correlated Article' yani birbirile alakalı içerikleri bu şekilde zincirleme olarak bağlayarak sizi sitelerine hapis ediyorlar.
E ne oldu? Sitenin iyi bir okuyucusu oluverdiniz, şimdi size birşey satmak isteyen türlü şirket bu siteyle anlaşmaya çalışacak farklı projeler için.
Peki Türkiye'de trafiği nasıl artırabiliriz? Moda bloglarını düşünelim beraber. Oscar, Venedik Film Festivali, Cannes Festivali vs. gibi tüm dünyanın ilgilendiği konuları bir kenara bırakıp Los Angelas'daki bilmemne dergisinin bilmemne ödül törenine bakalım. Eğer ki Türkiye'de sevilen bir yıldız yoksa, bu içerikten kime ne, öyle değil mi?
'Moda ve Sosyete' diye bir bloga taktım kafayı bu aralar, inanılmaz bir iş çıkarıyor. Neden? Çünkü yabancı yıldızların yanı sıra Türkiye'deki oyunculara, şarkıcılara, sosyete camiasının sürekli gazete ve dergilerden tanıdığımız yüzlerine ve yer veriyor: yerel içeriği bu kadar iyi kullandığı için de başarısı katlanarak artıyor.
Beraber bir egzersiz yapalım mı? Bir moda bloğumuz var diye düşünelim ve amacımız mayo satmak olsun okuyucularımıza. Nasıl bir konu hazırlayalım ki herkes okusun hatta paylaşsın?
2. 'Yeşilçam Soyundu: SES Dergisinin Mayolu 10 Unutulmaz Kapağı' : Ne oldu burda? Yaşlıların nostaljiyle hatırladığı, gençlerinse sosyal medya veya Televole tarzı programlarla tanıdığı, Türkler için önemli sayılabilecek bir dergiyi seçtik, SES. Yeşilçam yıldızlarına olan hayranlığımızı anlatmaya lüzum yok. Bir de 'unutulmaz' sıfatını bir rakamla birleştirdik. Tamamdır.
3. 'Türk Pop'una damgasını bulmuş 5 Havuzlu Klip': Türk Pop'u, 90'lı yıllara özlem, havuzlu kliple yaratılan merak... Tık tık ardına tık. E kimmiş bu 5 ünlü?
Az sonra bu iki yazıyı da sizin için hazırlayacağım, beraber bakalım neler yapabileceğimize.
Peki ya siz? Mayolardan bahsetmek için illa yerel bir konu seçmek zorunda olsaydınız nasıl bir başlığı olurdu yazınızın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder